Türk toplumunun, asırlar boyu süre gelen gelenek görenek gibi manevi değerlerini, kapalı bir merkezden dışa açılmadıkları sürece, bu merkez ve çevresinde büyük bir safiyetle idame ettirdiğini görmekteyiz. İnsanların, dinlerin ortaya çıkışından önceki inanç ve uygulamalarını, daha sonra kabul ettikleri dinin kutsal kitabında yer almasa dahi, gelenekleşmiş olarak sürdürülerek, toplumda önemli bağların oluşmasıyla birleştirici bir unsur olarak da ortaya çıkardıkları açıktır. Elimizdeki bu kitabın konusunu teşkil eden SEMAHLAR, yurdumuz insanının incelmiş zevkinin ortaya koymuş olduğu en önemli değerlerimizdendir. Ali Haydar TİMİSİ, gerek müzikal, gerek figür, gerekse söz unsuru itibariyle pek çok farklı özellikler taşıyan SEMAHLAR’ı geniş çaplı olarak ele alıp incelemek suretiyle bilimsel yönden mükemmel bir çalışma ortaya koyuyor.
YÜCEL PAŞMAKÇI
–
Ali Haydar TİMİSİ, Anadolu’da yaşayan toplumların da tüm öteki toplumlar gibi tarih boyunca, değişen ve gelişen kültür yapısı çerçevesinde, çeşitli dinleri ve inançları benimsediğini, eski inançlarının uygulamalarının bir kısmını yeni dinlerinin içinde de devam ettirdiğini Anatanrıça Kybele’den başlayarak inceliyor. Bu tarihsellikle örülmüş bilimsel inceleme bize, Alevi-Bektaşi inancının en önemli ritüellerinden olan “SEMAHLAR”ın figür özelliklerinin sembolize ettiği ifadelerle, müzikal yapılarıyla, sözleriyle geleneksel Anadolu halk kültürü ve Orta Asya Türk geleneklerinin de içerisinde barındığı bir sentez olarak ortaya çıktığını öğretiyor. SEMAHLAR’ın en eski Anadolu uygarlıklarının binlerce yıllık değerleriyle örtüştüğünü kanıtlayan TİMİSİ, onları İslamiyet’e bağlamanın ya da yalnızca İç Asya gelenekleriyle tanımlamanın yanlış olduğunu aktaran nesnel yaklaşımıyla bilimi ve sanatı buluşturuyor.