Beraber yaşayan insanların oluşturduğu her topluluk, geçmişten günümüze gelen ortak bir dil ve kendini diğer topluluklardan ayıran bir düşünce yapısını da bünyesinde taşır. Aynı toplulukta yaşayan bireyler, geçmişten gelen geleneksel değerleri, beraber yaşamları içerisinde farkında olmadan birbirlerine ve yeni nesillere öğretirler. Bu durumda kültür, tarihsel bir süreç içerisinde toplumun gelenekten alıp geleceğe taşıdığı sosyal bir mirastır. Bu miras içerisinde atasözlerinden fıkralara, halk türkülerinden hikayelere, yemeklerden kıyafetlere kadar pek çok folklorik değer vardır. İşte bu değerler içinde müzik, sanatın diğer dalları içerisinde, toplumların kültürel yapılanmasında en önemli yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların farkında olmadan müzikle aldıkları mesajları yine farkında olmadan yaşam tarzlarına yansıtmaları, kültürün oluşmasında müziğin ne kadar önemli bir etken olduğunu göstermektedir. Halkın ortak yazgısını belirlemede en önemli etken kültür, kültürün oluşumundaki en önemli yapı taşlarından biri ise müziktir.
Halkın ortak yazgısını belirlemede müziğin bu kadar etkili olmasının sebebi, o topluma mensup bireylere ait kişiliklerin, bu ortak kültür tarafından şekillendirilmesidir. Bir başka deyişle, toplumdaki kişiliklerin oluşmasında en önemli etken, içinde yaşadıkları toplumun kültürel alt yapısıdır. Müzik de bu kültürel alt yapı bünyesinde hem toplumu birinci derecede etkileyen bir sanat dalı, hem de içinde yaşadığı toplumun kişiliğini yansıtan bir gösterge olduğundan, yayın kuruluşlarının toplumun müzikal kültürünün şekillenmesinde üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olmaları gerekmektedir.
Müzik kurumlarının yayın politikaları çerçevesinde topluma ulaştıracakları müzik eserlerini belirlerken dikkat etmeleri gereken hususları üç ana başlık altında toplayabiliriz.
- Yaratının Niteliği: Yayınlanacak yaratıların (türkü, şarkı ve bestelerin) gelenekten aldığını geleceğe aktarırken estetik bir ifade biçimine bürünmüş olmasına dikkat edilmelidir. Eserler söz ve müzik açısından titizlikle değerlendirilip, hem güftenin dile olumsuz bir etkisi olmaması, hem de müzikal açıdan toplumun kültürel yapılanmasındaki etkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Geleneksel değerleri evrensel sanat eserlerine dönüştürebilecek eserler seçilmeli, yaratıcıları ve derleyicileri desteklenmelidir.
- İcra Yeterliliği: Evrensel sanat eserlerinin dünya kültürü içerisindeki yerini belirleyen en önemli unsur, yaratının icra ediliş biçimidir. Dünyanın en güzel müziği bile yetersiz bir icra ile estetik değerlerden uzaklaşabilir. Bu anlamda müzik eserlerinin topluma ulaşmasına aracılık eden yayın kuruluşları yayınladıkları eserlerin “icra seviyesini tespit edebilecek nitelikte” kadrolar oluşturmak zorundadırlar. Bu kadrolar arşiv çalışmalarında aynı eseri farklı sanatçılardan yayınlarken icra tekniği en üst seviyedeki eserleri kullanmalıdırlar.
- Teknolojik Değerlendirme: Yaratmada ulusallık asıl olmasına rağmen teknoloji evrensel bir değerler bütünüdür. Bundan dolayı yayınlanacak eserlerin seçiminde kayıt teknolojilerinin müziğe kazandırdığı artı değerler unutulmamalıdır. Eski kayıtlarda bulunan olumsuzluklar (çizik plak, yıpranmış MD, dip gürültüsü vb.) teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânlarla ortadan kaldırılmalıdır. Müzikal niteliği zedeleyici seviyede sorunları bulunan kayıtlar arşivlerden çıkarılmalıdır.
Yukarıda belirtilen unsurların göz önünde bulundurulması toplumun müzik ve kültür seviyesinin yükselmesinde önemli bir katkı sağlayacaktır. Dinleyiciler nitelik, icra ve kayıt teknolojileri açısından kaliteli denebilecek eserleri dinlerken hem estetik değer yargıları gelişecek, hem de kültürel yapılanmaları içerisinde müziğin olumsuz etkilerinden korunmuş olacaklardır. Müzik konusunda estetik değer yargıları gelişen toplum, eğitimsiz ve niteliksiz sanatçı adaylarına prim vermeyecektir. Bu sayede müzik sektöründe popüler kültür akımlarının etkisinde ortaya çıkan üretimler pazar bulamayacak ve müzik yapımcıları da toplumdaki kültürel gelişime ayak uyduracak eserleri üretmeye özen göstereceklerdir. Bütün bunlar toplumun geleceğine yön veren ve birbirine bağlı bir zincirin halkaları gibidir. Bu zincirin en önemli halkalarından biri olan yayın kuruluşları hem yönetici hem de yayın kadrolarıyla bu konuda üzerlerine düşen sorumluluğun bilincinde olmalıdırlar.
Bütün bunların yanında, evrensel müzik kültürü içerisinde yerimizi alabilmemiz için gerekli olan besteci, yorumcu, yapımcı ve akademisyenlerin yetişmesi, yayın kuruluşlarının bünyelerindeki özgürlük ortamını tam olarak sağlanmasıyla mümkün olacaktır. Bu kuruluşlar, yaratıcıların etnik ve politik kimliklerine bakmadan ulusal ve evrensel kültürü tarafsız olarak yansıtabilen kuruluşlar olmalıdırlar. Evrensel değerler o değerleri oluşturan toplumların yerel kültürlerinden beslenmektedir. Yayın kuruluşları bundan dolayı sanatın her dalında olduğu gibi müzikte de sanatçıların kendilerini ifade edebilecekleri özgür ortamı sağlamakla yükümlüdürler.
Ali Haydar TİMİSİ